Kendimi Geliştirmeye Yönelik Hevesimi Kaybediyorum.

Evet ciddiyim.

Şu anda hayattan çokta keyif almıyorum. Arka plandaki “Hans Zimmer Day One” eşliğinde bu satırları doldururken içten içe hayatımın son birkaç yılını gözden geçiriyorum.

2 yıl kadar önce haftada 1-2 kitap bitiren, sabah erkenden kalkıp hızlı bir spor yapan ardından soğuk bir duşa giren sonrasında ise oturup tüm gün ders çalışıp 10-12 saatler ders çalışan azimli, hedefli ve en önemlisi kendini çok seven Yusuf’u şu anda göremiyorum. Sanki hiç doğmamış, hiç varolmamış gibi.

Yıllardır hayalini kurduğum üniversite hayatına başladım. Üniversitem gerçekten fena sayılmaz hem sosyal açıdan hemde eğitim açısından. İlk yılımda ingilizce hazırlık sınıfındayım. Ardından Fizik Mühendisliği bölümüm başlayacak.

Sosyal açıdan sıfırdan biraz iyi durumdayım. 1-2 arkadaşım hariç arayan soran merak eden yok. İyi ki onlar var orası da elbette ki ayrı ancak tamamen tanımadığım bir şehirde tamamen tanımadığım insanların içerisindeyim. Elbette bu benim için çok yeni bir deneyim ancak en azından ilk 2 haftamda spora gittiğim 2-3 kişi hariç hayatıma başka birileri de girer diye düşünmüştüm.

Elbette sonu kötü bitecek veya keyif vermeyecek dostluklardansa tek başına kalmak tercihimdir ancak insanlar olarak maalesef ki aynı zamanda sosyal varlıklarız.

Her neyse konuyu çok dağıttım. Evet kendimi geliştirmeye yönelik hevesimin neredeyse tamamını kaybettim. Sadece küçük bir kıvılcım kaldı. Geçmişteki günlerimi özlüyor ancak hiçbir değişiklik yapmadan sadece okuldaki ödevleri yapıp tüm gün yatmaya devam ediyorum.

Bu döngüden artık çıkmak istiyorum. Sabah uyan, okula git, eve geri gel, ödev var ise yap yok ise tüm gün yat.

Çok sıkıldım bu döngüden. Bu döngüden çıkış yolu yine de hala içimdeki o geçmişte yatan Yusuf’ta.

Geçmişte neleri farklı yaptığımı düşünüyorum. Temel farklılar aslında belli. En temel farklılık sabahın köründe uyanmama sebep olacak hedef ve hayallerim vardı. O dönem benim yarıştığım yks kulvarında geçebileceğim yüzbinlerce rakip vardı ve onları geçebilecek olmak bile bana ciddi bir heves veriyordu. O zamanlarımın en büyük avantajları bunlardı.

Peki şu andaki yaşamımın avantajları yok mu? ELBETTE var. Şu anda kendi başıma tek yaşadığım bir evde, istediğim saatte istediğim şeyi yapabileceğim, tüm gün bangır bangır müzik dinlesem bile kimsenin şikayet etmeyeceği, gecenin bir yarısı bir şeylerle uğraşırken ailemi uyandırmaktan çekinmeyeceğim bir hayata sahibim. Üniversite gibi hem sosyal hem de akademik olarak kendimi onlarca kat yukarı çıkarabilecek bir avantajımda var.

Ancak bu avantajların yanındaki en büyük dezavantaj bir rakip hevesimin olmaması. Hedef koymam çok kolay. 2 hafta sonra olacak olan A1 exit exam’dan geçmeyi en büyük hedef olarak koyabilirim kısa vadede bu kesinlikle bana bir motivasyon sağlar ancak bu motivasyon sınavı geçecek kadar olursa -ki geçme notumuz 65- bana kendimi %100 verme motivasyonunu sağlamaz.

Peki bu sorunu nasıl çözebiliriz?

SINAVDAN TAM PUAN ALACAĞIZ.

Peki bunu nasıl yapacağız? Zaten okula oldukça geç başlamadım mı? Herkes konuları bitirdi ben ise sıfır durumda değil miyim?

Evet öyleyim.

Sıfırdan da geri bir yer olsaydı kesin orada olurdum.

Günlük çalışma süresini yine tutmaya başlayacağız. O kronometre dersler hariç en az 6 olmadıkça bana rahat bir uyku olmayacak. Sabahları erken kalkacak gitmeden bir iki saat bakacağım. Evim iyi ki üniversiteye çok yakın.

Peki sadece ingilizce öğrenerek bu kendini geliştirme hevesini tekrar kazanabilir miyim?
Tabi ki de hayır.

Günde sosyal medyaya ayırdığım süreyi kitap okumaya ayırsam haftada 5 kitap bile bitiririm.

Haftada en az 1 kitapla başlayacağım. Kısa ise 2 olacak elbette.

Hatta şimdiden bu iki kitabı belirleyelim bence. Bunlardan birincisi “Franz Kafka DAVA” olacak. İkinci kitap ise “Victor Hugo BİR İDAM MAHKUMUNUN SON GÜNÜ” olacak.

Bunun haricinde eskisi gibi güzel beslenmeye başlayacağım. Sebzeler, tavuk vb gıdalar. Fastfood ve hazır gıdalar artık hayatımda olmayacak.

Gelecek günlerde bu konu hakkında daha fazla yazı yazacağım. Bu konuların hepsini yavaş yavaş hayatıma yedirecek ve hayatımı eskisinden daha iyi bir hale getirmek için çok çalışacağım.

Blog sayfamın sloganı gibi. HAYATIMIN İPLERİNİ ELİME ALIYORUM.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir