Beni tanıyıp tanımadığını bilmiyorum. Şu anda siteme özellikle aranmadıkça aktif olarak giren kimse yok zaten.
Evet tekrar mezuna kaldım. Bu durumu kendimi geliştirmek için bir adım olarak görüyorum. Çevremdeki neredeyse herkes zaman kaybı gözüyle bakıyor tekrar çalışmama. Haklı oldukları yanları gayet anlayabiliyorum. Beynimdeki o nöronlardan “bazıları” bu fikri destekliyor durumda ancak sürekli olarak onları engelleyecek baskın tarafım var.
3 sene koskoca 3 sene çalıştım şu sınavda ve elde ettiğim şey sıfıra yakın bir şey. Kısaca özetlemek istiyorum yıllarımı.
1. Senem
12. sınıftayım ailemi zar zor ikna etmiş şekilde açık liseye geçtim. Günde 12 saatlere varan çalışmalara başlamışım. İlk haftalarda 2 saat bile zor gelirken yakın arkadaşlarımdan birinin de çok çalışkan olmasının da faydası ile günde 12 saatleri gördüm ve bir yerde 12 saat çalışmadığım her gün kendimi eksik hissetmeye başladım.
Mükemmel bir hikaye değil mi? Bence de öyle günde 12 saatler çalışıyorsun başta 40 net tyt zor görürken kısa bir anda 70 netleri görmeye başlamak muazzam bir his cidden. Sürekli olarak bir şeyleri değiştirmek daha fazla çalışacak yollar arıyorsun. Sabah erken kalkmaya başlıyor ve zevkle tyt fen çalışıyorsun. Ama sen eşit ağırlıksın… Hayatında en nefret ettiğin Edebiyat dersleri ile uğraşmak zorundasın.
Vee büyük bomba. Çalışacak konun kalmadı. En azından tyt hala yükselecek olsa da kalanı tamamen düzenli denemeler ile olacak konularım bitmiş. Kalan 2 dersin Edebiyat ve Ayt Matematik.
Hayatımda en nefret ettiğim derslerin başındadır edebiyat dersleri. Ayt matematik çalışmaya başladım ancak maalesef ki şubat depremlerini yaşadık ve ailemden gizli yardım etkinliklerine, tır yüklemeye falan gitmeye başladım. Kafamı asla toparlayamadım.
Yavaş yavaş arkadaş desteği ile bir ay kadar sonra ders çalışmaya tekrar oturdum. Tyt netlerimde bir düşüş yoktu yani zaman hariç zararım bulunmuyordu. Edebiyat ve Matematik çalışmaya başladıkça aslında edebiyattan ne kadarda çok nefret ettiğimin farkına daha çok vardım. Olmuyordu en ufak çalışmada uyumak kaçmak istiyordum. Edebiyat ve Matematik hariç konum kalmadığı için sabahları erken uyanmaya üşeniyor, kalkınca dahi gidip oyun oynamak veya sadece boş boş ekrana bakmak daha ilgi çekici geliyordu.
Aslında bu anda fark ettim ki ben eşit ağırlık değildim. Sayısal çalışırken aldığım zevki hiçbir şey vermiyordu (kimya hariç) fizik ve biyoloji çalışmak o kadar keyifliydi ki…
Sonra ders çalışmayı bıraktım. Sınavda da ilk 100.000’e girersem ailemin özele hukuk okumaya göndereceklerini bildiğim için sınavda bilerek çözmedim ve mezuna kalmayı bekledim.
2. Senem
İlk mezun senem üstelik ilk defa sayısal bölüme geçmişim. Hayatımda ilk defa ayt fen göreceğim için deli gibi heyecanlıyım. Yakın arkadaşım da mezuna kaldığı için birlikte çalışmaya başladık
Her şey muazzam ileriyordu. Daha eylül ayına girmeden tyt bitmiş ayt fizikte yol bile edinmiştik.
Sonrasında görüşmeyi bıraktık. Benim çalışacağım şeyleri bile o belirlediği için büyük boşluğa düştüm ve 250.000 sıralama yaptım.
Bu senenin bana tek faydası tek başıma ders çalışmayı öğrenmek oldu. İlk defa sayısal çalıştığım için 100.000 olsa iyi olur gözü ile bakıyordum ancak bazen hayat istediğimiz yönde ilerlemiyor.
3. Senem
Bu sene de ise aile zoru ile dershaneye yazıldım ve en ufak faydasını görmedim. Düzenli deneme hariç hiçbir katkısı olmadı bana. Bu sene başarılı olamama sebebim ise tamamen kişisel. Asla derslere odaklanamadım (dershane iyi değildi kendi çalışmalarımdan bahsediyorum) sebep sorulacak olursa sanırım çoklu mezuna kalma sendromu. 200.000 sıralama yapabildim. Önceki sene 250.000 ile kapatan yere bile yerleşemedim.
4. Senem (Şu an)
Eh şu anda tekrardan çalışmaya başlayacağım yarın gerçek anlamda. Öyle az buz çalıştım ama ciddi bir çalışma olmadı hiç. Bu sene önceki senelerden daha net konuşacağım. Derece yapacağım. Başka seçeneğim kalmadı. En büyük avantaja ben sahibim. Yapılabilecek tüm hataları yaptım. Kendine tecrübeli diyen birçok koçtan daha fazla tecrübeye, birçok öğretmenden daha detaylı sınav hakkında bilgiye sahibim.

Bir yanıt yazın